.

PESTURKIYE.com sitesi ARAL tarafından PES 2009 deneme sürümünü denemek için davet edildiler ve bu davetten edindikleri bilgileri bir yazı dizisi haline getirmişler işte yazı...

İnsanlar mecburen doğar, tercihan yaşar ve zamanı gelince mecburen ölürler. Standart bir insan hayatı, eğer çok ekstrem bir yerde veya çok farklı şartlarda doğmadıysa normal bir çocukluk dönemi, standart bir okul ortamı, çalışma hayatı, evlilik, çoluk çocuğa karışma, yaşlılık dönemi vs. vs. şeklinde devam eder. Her insan doğar genel olarak sıkıcı ve devir daimlerle dolu bir hayatı yaşayıp gerekli yerlere göç ederler. Bu kaçınılmazdır (futbol oyunu incelemesi giriş yazısına bakar mısınız? Ama bağlayacağım şimdi)
Ama yine her insanın hayatında bir an vardır ki standart döngü içerisinde bir şeyleri bekleme ve heyecan hissi uyandırır. Her insanın diğer insanlardan ayrıcalıklı olduğu bir an veya bir gün. Diğerlerinin görmediği, uzaktan merakla baktığı, kendisinin de içinde olmak istediği. O anlar paha biçilmezdir. Adeta hayata anam katar.
İşte ben hayatımdaki o anlardan birini geçtiğimiz cumartesi günü pesturkiye.com’u temsilen çok sevdiğim abim Murat Özdarıcı (Maradona) ile beraber gittiğimiz, Türk oyun dünyasının değerli firmalarından Aral ithalat’ın pazarlama ve satış temsilcisi Fatih (Yalçınkaya) bey’in daveti sayesinde yaşadım. Çıkmasına daha 1.5 ay gibi bir süre PES 2009’u Türkiye de ilk kez PS3 platformunda oynama şansına eriştik. (hayatımdaki en önemli ana bakar mısınız? Güzel bağladım ama kabul edin)


Ve bu sayede birazdan bu yazıda size merakla beklediğimiz pes 2009’un %90 bitmiş halinde neler gördüğümüzü, ne gibi yeniliklerin bizi belediğimizi, nelere dikkat ettiğimizi, aldığımız yeni haberlerin yanı sıra, Aral ithalattan Fatih ve Can (Faruk Kurt) beylerle yaptığımız sıcak sohbetin içerisinden ufak bilgileri aktarmaya çalışacağım. Ama şunu bilin, birazdan anlatacaklarım nesilden nesile yayılacak, İstanbul’un yedi tepesinden, İskenderiye’nin asma bahçelerine kadar ulaşacak, 7 denizlerin en diplerinden, göğün 7. katına ulaşacak. (abartmak bir sanattır)
En iyisi her şeye baştan başlamak ;

Artık mail’leri seviyorum…
İlk önce her şey bir toz bulutuydu uzay boşluğunda, ardından gelen patlama ile… yok durun bu çok baştan oldu.
Kendi adıma uzun ve zorlu geçen bir evlilik maratonun ardından geçtiğimiz Perşembe günü ilk iş günüme başlamıştım. Aslında bir arkadaşımın babasının vefat haberini almam yüzünden benim için çok kötü bir başlangıç olmuştu o gün. Alışkanlıktan ötürü her sabah yaptığım gibi mail’lerimi açtım. 10 günlük iznim boyunca gelen 63 normal, 22 junk mail görmenin şokunu atlattıktan sonra mail’lerden biri hemen dikkatimi çekmişti. Başında Aral yazıyordu. 2008 yılı içerisinde PES...... turnuvalarımızda destek aldığımız Aral ithalat Fatih bey’den gelen mail’i diğer 62 mail’i görmezden gelerek hemen açtım (yalan önce facebook maillerimi kontrol ettim) Bir süre sonra şirketteki muhasebecimizin yardımı ile yerden kalkarken hala mailde okuduklarım gerçek mi yoksa güzel bir rüya dan mı uyanıyorum çözmeye çalışır bir halim vardı. Fatih bey bizi PES 2009’u denemeye çağırıyordu. Yok canımdı? Daha nelerdi? Daha demosu bile çıkmamıştı ki!
Her şeye rağmen bütün cool tavrımı koruyarak davetine çok sevindiğimi ancak oyundan çok umutlu olmadığımı ve eğer rahatsız etmez isek cumartesi günü uğramak istediğimizi belirten bir mail attım. (halbuki içimden zıp zıp zıplıyorum. Ama oyundan umutlu olmadığım bir gerçekti) Cevapta kibarca azar yediğim (e haklı adam PES 2009 getirmiş 2 ay önceden ben umutlu değilim diyorum) Fatih bey randevumuzu onaylıyordu. Hemen Murat abi’yi aradım ve haberi verdim. Onu kim ayılttı bilmiyorum.
Biraz ileri saralım. Çünkü Perşembe’den Cumartesi’ye kadar olan süre bir kamplumbağ’nın pekin oyunlarında 10.000 metre koşması gibi geldi bize. Cumartesi günü 12.00’de geleceğimizi söylememize rağmen saat 11.20 civarı Aral’ın kapısındaydık. (evet yüzsüzüz) Geldiğimiz zaman Fatih bey toplantıda idi. Usulca bekledik. Sakin gibi görünüyorduk ama inanın değildik. Bekledik. Bekledik. Bekledik. Bekledik…
Sanırım hayatımda bir kapının açılmasına bu kadar sevinmemişimdir. Toplantı kapısı açıldığında ki sevincim milli takımın Hırvatistan’a attığı goldeki sevincim ile eşdeğerdi. Hemen Fatih bey ile göz göze geldik. Bizi içeri davet etti. Kısa bir selamlaşma ve Can bey ile tanışma faslının ardından hemen ellerimize Sixaxis’leri tutuşturdular. Biz bile bu kadar çabuk oynamayı istemezdik Heralde. Ama zaman kısıtlıydı. Oynayacağımız PS3’ün üstünde test yazıyordu kocaman harflerle. İlk oyun ekranı geldiğinde bir ses problemi yaşadık. Geriye çıkıp ses ayarlarını hallettikten sonra bir kez daha girdik oyuna. Ve işte. Beklediğimiz an gelmişti.

Oyun oyun oyun…
Oyundan bahsetmeden önce tekrar belirtmek istiyorum. Oynadığımız oyun çıkacak oyunun %90’nını oluşturmakta. Neler eksikti derseniz grafiklerde hafif rutuşlar, kadrolara eklemeler stadlar vs. vs. gibi şeyler eksikti. Ama bunun harici bütün oyun açıktı. Takımlar, modlar, toplar. Hepsi.
Pes 2009 güzel bir açılış demosu ile başlıyor. Oyun içerisinde yapılan ufak değişikliklerinde gösterildiği bir video bu. Hayran hayran demoyu izledikten sonra menülere geldik. PES 2008’deki o devasa menülerden vazgeçilmiş 2009’da. Eski menü sistemi geri dönmüş ve çok daha akıcı bir hale gelmiş. Renk tonlamaları açık krem rengi temalı kırmızı-siyah pastel boya gibi yapılmış. Çok hoş sade duruyor. Hemen ilk seçenekle beraber direk maç yapmaya girdik. Ben her zamanki gibi milan, Murat abi’de her zamanki gibi inter milan’ı aldı.
Burada belirtmeden geçemiyeceğim. Takım seçme menüleri çok güzel olmuş. Artık her ligin armasını bir kare içersinde gördüğümüz menü gitmiş (çok şükür) Artık her armayı tek tek görüyoruz ve içine girerek o ligin takımını seçiyoruz. Lisanslar konusunda net bir bilgi veremeyeceğim çünkü oyunun %90’nı olduğu için kadrolar çok da yeni değil. İspanya liginin lisansı kaybedildiği konusunda Fatih bey henüz böyle bir haberin gelmediğini söyledi sadece.
Taktik ekrana ulaştık sonunda. Burada ciddi değişimler var. Konami yine taktik konusunda coşmuş görünüyor. Çünkü benim gibi pes serilerinin taktik ekranlarını avucunun içi gibi bilen bir adamı bile korkuttu ilk bakışta. Ama renk uyumu burada da pek olmamış gibi. Gerçi menülerdeki renklerle aynı ama bir şey var insanı rahatsız eden. Taktik için zamanımız olmadığından sadece oyuncu değişiklikleri ile başlıyoruz maça. Kadrolar tam olarak yenilenmemiş. Milan’da Ronaldinho yok. Zambrotta var. Sheva yok. Pato’nun gücü çok arttırılmış (speed 92 mesela), İnterde Adriano yok, Queresma var. Ama bütün bu kadrolar full oyunda düzeltilmiş olacakmış. Maça başlıyoruz.
Maç ekranı açıldığında ilk dikkat ettiğim şey genel stad ve oyuncu kaplamalarının çok daha kaliteli olduğu. Ufak tefek ayrıntılar var ama bunlar hemen fark ediliyor. Oyuncu yüzleri biraz daha ayrıntılaştırılmış. Bunun harici stad ve çevresinde çok büyük değişiklikler yok. Reklam panolarında bir değişiklik göremedik. Ama sanırım bu stad’dan stada değişecek. Çim kaplaması yapılmamıştı bizim oynadığımız versiyonda. Tam sürümünde PES 2008’deki çimler olacakmış. Genel olarak grafiklerde ufak tefek değişiklikler var diyebiliriz.
Seslerde ise hiç değişiklik yok gibi. stad atmosferi ve seyirci sesleri aynı. Yine PES 2008’deki gibi oyunu sesleri ekrana yansıyor. Ama temel aynı. Spikerlerin sesi hafif toklaştırılmış. Seyirci uğultusu arttırılmış. Müzikler ise 2008’e göre daha ağır kalmış. Alternatif rock tarzı müzikler ağırlıkta. Ama sanki PES 2008’inki daha iyiydi gibi.
Artık en önemli yere gelebiliriz sanırım. Oyun yapısı ve oynanabilirlik. Maça başladığımız ilk andan itibaren fark olduğunu hissediyorsunuz oyunda. Daha ilk pas’ı attığınızda oynadığınız oyunun PES 2008’den çok farklı olduğu belli oluyor. O hızlı, başına buyruk, her şeyin bir anda olup bittiği oyun yapısı gitmiş. Artık çok daha oturaklı, ne oynadığınızı anladığınız ve daha gerçekçi bir oyun yapısı var. Çok ciddi değişimler gerçekleşmiş. Paslar çok daha ağırlaştırılmış ve isabet oranı arttırılmış. Attığınız pası daha hissediyorsunuz ve yaşıyorsunuz. Yine benzer şekilde şutlar çok daha tok ve hissedilir. Artık her önüne gelen 40 metreden sert şut atamıyor. Daha bombeli ve havadan gidiyor top. Koşu hızı yıldız oyuncularınki hariç biraz yavaşlatılmış. Oyun içi müdahalelerdeki gerçekçilik ve temas arttırılmış. Yani bir oyuncu diğerine faul yaptığında, bunun cidden bir faul olduğu görülüyor ekranda. Hava toplarında defansın üstünlüğü arttırılmış (ki bu PES 2008’deki en büyük problemlerdendi) ve yine hava toplarındaki faul oranı arttırılmış savunma lehine olarak. Hücum oyuncularının kafa vuruşu isabet oranı azaltılmış. İkili mücadeleler sertleştirilmiş. Oyuncunun oyuna etkisi arttırılmış.
Ama bu söylediklerimizin hepsi sıradan oyuncular için geçerli. İşin içine Kaka, İbrahimovic gibi yıldız oyuncular girdiğinde işler değişiyor. Hala bu tarz oyuncular topu aldıklarında 4-5 kişi geçerek ilerleyebiliyorlar. Mesela bizim oynadığımız maçta ben kaka ile kendi yarı sahamın başından rakip ceza sahasına kadar gidebildim 5 kişiyi geçerek. Murat abi’de İbrahimovic ile orta sahadan önce sol kanada doğru bir gitti, ardından sahayı enine geçerek sağ kanada kadar inebildi. Bu arada sanırım hiçbir ekstra hareket yapmadan 6-7 kişiyi geçmiştir.
Ama şu var bu bile eskisi gibi değil. Şöyle ki bire birde bu oyunculara karşı şansınız çok çok az. Ama bir yerden sonra ısrarla ikili pres yaptığınızda defans oyuncular topu alan kişinin önünde kümelenme yoluna gidiyorlar. İşte o zaman topu almanız kolay oluyor. Ama tabi bu kümelenme sırasında boş alana bir ara pası olayı bitirir. Bakalım Konami full oyunda bunu düzeltecek mi?
Yine gördüğümüz kötü bir özellik PES klasiği olmuş olan vurduğunuz sıradan şutlar kaleciden sekerek rakip forvetin önüne düşmesi bu oyunda da mevcut. PES 2008’de olan bir takım açıklar kaldırılmış gibi. Kornerden direk gol olmadı mesela. Ayrıca şut power’ı yüksek oyuncularla arkanız dönük şut çektiğinizde kalecilerin saçmalaması kaldırılmış gibi. (gibi diyorum çünkü çok fazla deneme şansımız olmadı bunları)
Yapay zeka konusuna gelelim. 2 kişi oynadığımız için pek fazla bir şey söyleyemeyeceğim belki. Ama gördüğüm kadarıyla kaleciler çok çok daha iyi. Özellikle karşı karşıya pozisyonlarda ve yan toplarda çok daha iyiler. Sizin kontrolünüzde olmayan oyuncuların hareketleri geliştirilmiş. Artık boş koşuları daha çok yapıyorlar ve verdiğiniz taktiğe sadıklar. Ellerini kaldırıp top istiyorlar.(yalnız kaka ile kaleci ile karşı karşıya iken sol bek’teki Maldinin elini kaldırıp top istemesi çok manidar olmuş) Uygun durumda pas atmazsanız isyan edebiliyorlar. Ve Become a Legend modunda gördüğüm kadarıyla (bundan ilerde bahsedicez) topla oyunda çok daha akıllılar ve daha becerikliler. Zor maçlar bizi bekliyor.



İ am a legend…
İlk maçımızı tamamladıktan sonra Fatih bey ile biraz sohbet ediyoruz. Onlar oyundan çok memnun kalmışlar. Pes 2008’in satışlarının iyi olduğunu ama bunun sebebinin oyunun ismi olduğunu söylemişlerdi önceki zamanlarında. O yüzden bu oyunun iyiliği onlar içinde çok önemli. Konami’nin bu oyuna ciddi önem verdiğini ve son rütüşlar ile oyunun çok daha iyi olacağından emin olduğunu söylüyor ilk etapta.
Fatih bey yaklaşık 1-2 haftadır oyunu deneme şansı bulmuş. Oyun konami tarafından özel bir test makinesinde çalışır bir cd halinde gönderilmiş. Bizde tecrübelerinden bahsetmesini istedik. Hemen become a legend (kısaca b.a.l) modundan bahsetti ve bize biraz orda gösterdi. Bildiğiniz gibi bu mod’da tek bir oyuncuyu kontrol ediyorsunuz. Yarattığınız oyuncuyu en alt seviyeden başlatıp yukarılara taşımak amacınız.
B.a.l moduna girdiğimizde ilk karşımıza çıkan ekran ayrıntılı bir oyuncu yaratma ekranı. Her bir ayrıntısını seçebildiğiniz oyuncunuzun yüzü için Playstation eye’da kullanabileceksiniz. Böylece birebir yüzünüz oyuna aktarılmış olacak. Oyuncuyu tamamladıktan sonra katılmak istediğiniz ligi seçiyorsunuz ve hemen bir maça giriyorsunuz. Bu bomboş bir stad’da oynanan bir seçme maçı. Öğrendiğimiz kadarıyla burada başarılı olursanız bir takımın alt yapısına girebiliyorsunuz. Ondan sonra kontrol teknik direktörünüze geçiyor. Fatih bey kendi oynadığı oyununda Chevo ile devam ediyormuş. Ve anlattığı kadarıyla ilk başlarda kadroya giremiyorsunuz. Önce kendinizi ispatlamanız için size şanslar veriliyormuş. Mesela hazırlık maçlarında oynatılmanıza rağmen, ligdeki normal maçlarda son 10-15 dakikada teknik direktörünüz size şans verebiliyor. İnter, milan gibi büyük takımlarla olan maçlarda ise 90 dakika yedek kalabiliyorsunuz. Dahil olduğunuz takımın kontrolu kesinlikle size geçmiyor. Siz sadece kendinizle ilgileniyor, antremanlarınızı iyi yapıp teknik direktörünüzün gözüne giriyor ve ardından daha büyük takımlara transfer olmaya çalışıyorsunuz. Oynadığımız kısa sürede bizi ekran başında sabahlatacak bir modun geldiği anlaşılıyordu. Rakibi Fifa’da be a pro olarak geçen sene yer aldı bu mod. Ama Fifa’daki modan çok daha gelişmiş ve gerçekçi olmuş become a legend. Fifa’da girdiğiniz takımda bir süre sonra taktiği değiştirebiliyor ve hatta oyuncu değişikliklerine karışabiliyordunuz. Asla yedek kalmanız söz konusu değildi. Çok da gerçekçi olmayan bir moddu. Ama Pes bize ciddi anlamda bir tek kişilik mod sunuyor.
Ayrca bu modda geliştirdiğiniz oyuncularla online’da 8 kişiye kadar maçlar yapılabilecek olması olaya ayrı bir boyut katıyor. Konami bu sefer iddialı geliyor.
Gelelim bir diğer önemli konuya. Online. Henüz serverlar açılmadığı için elbetteki online bir maç deneyemedik. Ama Fatih bey’den öğrendiğimiz kadarıyla Konamini bu sorunla özel olarak ilgilenmiş. Ve online’da lag olmayacağına neredeyse yemin eder haldeler. Ben onların yalancısıyım diyor.
Bu arada Can bey sayesinde Fifa 2009 hakkındada ufak bilgiler aldık. Fifa’nın demosunun 11 Eylülde geleceği kesin. Henüz preview’i gelmemiş. Can beyin söylediğine göre E.A 2009 için çok çok iddialı.

İn the end…
Çok fazla zamanımız olmadığı ve site bünyesinde görüşmelerimizde yapmamız gerektiği için başka bir maç için fırsat bulamıyoruz. Bu arada Fatih bey’den soru cevap yolu ile bilgileri almaya da devam ediyoruz. İşte edindiğimiz kısa bilgiler:
-Oyunun çıkış tarihi henüz tam belli değil. Ama her PES serisinde olduğu gibi 17 Ekim haftası çıkması çok büyük bir ihtimal.
-Lisanslar ve stadlar hakkında kesin net bir bilgi yok.
-11 Eylülde demo geleceğinin haberleri olduğunu söyledim. Kendisine henüz böyle bir bilginin gelmediğini ancak bir ihtimal Almanya’daki oyun fuarında oyunun %70’nin oynatıldığı versiyonun PSN’e verilebileceğini söyledi. Bizim oynadığımız %90’lık versiyonun ise hiçbir şekilde yayınlanmayacağını da ekledi.
-Oyunun Türkiye lansmanı büyük bir ihtimalle Ekim ayı içerisindeki Cebit fuarında yapılacak.
-Fifa 2009 3 Ekimde kesin çıkıyor : )
-Nba 2k9’un çok çok iyi olduğunu söylediler. İştahımızı kabarttılar. Bekliyoruz.
-Pes 2009 cd’sini istedik.(isteyenin bir yüzü kara) Vermediler haliyle.(vermeyen zenci) Zaten normal makinelerde çalışmıyormuş (yüzsüzüz demiştik.)
Evet… Bizim için rüya gibi bir günün sonuna gelmiştik. Vedalaşıp ayrılırken aklımız hala toplantı odasındaki büyük ekranda gördüklerimizdeydi. Peki ben şimdi ne mi düşünüyordum? Hemen anlatayım.
Ciddi anlamda pes 2009’un ilk videolarını gördükten sonra hiç umutlu değildim oyundan. Pes 2008’in ısıtılıp önümüze konacağını düşünüyordum. Fifa’dan beklentilerim vardı. Hala da var. Ama Pes 2009 asla ısıtılmış bir PES 2008 değil. Gerçekten üzerinde çok değişiklik var. Çok çalışılmış ve geliştirilmiş. Oynadığımız kısa süre içerisinde hem zevk aldık hem de umutlarımız yeşerdi. Konami en azından bu sefer deniyor diyebiliyorum rahatlıkla. Hala eksiklikler, hala görmek istemediğimiz şeyler var ama en azından artık umut var. Şu haliyle bile oyunun online’daki problemlerini çözerek piyasaya sürseler alınır ve zevkle oynanır bir oyun olmuş. Ve Pes sanırım geri dönüyor.
Bekleyin beni yeşil sahalar. Size anlatacaklarım var…